Düzce Gündem Haber

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görev yapan Diş Hekimi Jale Demir, diş beyazlatma konusunda toplumda yaygın şekilde bilinen yanlışlara açıklık getirerek, sürecin yalnızca estetik değil, aynı zamanda bir tedavi olduğunu vurguladı. DMHA DÜZCE-Uzun yıllar sigara kullanan ve ilk kez diş beyazlatma yaptırmak isteyen bir hastasının tedavi sürecinden örnek veren Demir, bu tür estetik işlemlerin kişinin yaşam tarzını değiştirmesine ve kötü alışkanlıklarından vazgeçmesine yardımcı olabileceğini belirtti. Özellikle sigarayı bırakma motivasyonuyla gelen hastalar için beyazlatmanın güçlü bir başlangıç olabileceğini söyledi.Demir, Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına atıfta bulunarak sağlığın yalnızca fiziksel değil, ruhsal ve sosyal iyilik hali olduğunu hatırlattı. Bu doğrultuda, sağlıklı bir gülüşün yalnızca estetik değil, psikolojik ve sosyal yönleriyle de değerlendirildiğini vurguladı. Diş renginin zamanla çay, kahve, sigara gibi alışkanlıklar veya genetik ve çevresel etkenlerle bozulabileceğine dikkat çekti.Diş Hekimi Jale Demir, klinik ortamda uygulanan ve tek seansta etkili sonuç veren ofis tipi beyazlatma yönteminin en çok tercih edilen teknik olduğunu söyledi. Bu yöntemde yüksek konsantrasyonlu beyazlatıcı jeller ve özel ışık sistemleri (LED, plazma, lazer) kullanılıyor.Demir ayrıca, kişiye özel hazırlanan plaklarla yapılan ev tipi beyazlatma yönteminin daha uzun sürede sonuç verdiğini, ancak ofis tipiyle kombine edildiğinde kalıcılığın arttığını ifade etti.Dişlerin sarı, gri veya farklı tonlarda olabileceğini belirten Demir, renk değişiminin nedeninin dışsal (çay, kahve, sigara, kötü hijyen) ya da içsel (genetik, ilaç kullanımı, yaş) olabileceğini ve beyazlatma sürecinin buna göre planlanması gerektiğini söyledi.Beyazlatmanın kalıcılığı 6 ay ile 2 yıl arasında değişiyor. Sigara ve koyu renkli içeceklerin tüketimi bu süreyi kısaltabiliyor. Demir, ağız hijyenine dikkat edilmesinin, düzenli profesyonel temizlik yapılmasının ve “beyazlatıcı” ürünlerin kontrollü kullanılmasının önemini vurguladı.Demir, işlemin ardından en az 48 saat boyunca renkli yiyecek ve içeceklerden uzak durulmasını, “beyaz diyet” uygulanmasını önerdi. Bu dönemde beyaz peynir, süt, yoğurt gibi açık renkli gıdaların tercih edilmesi gerektiğini belirtti.Diş beyazlatma sonrasında kısa süreli hassasiyetin yaygın olduğunu ifade eden Demir, hassasiyet giderici diş macunlarının ve florid uygulamalarının bu süreci rahatlatmada etkili olduğunu söyledi.Beyazlatmanın herkes için uygun bir işlem olmadığını belirten Jale Demir; hamile ve emziren kadınlar, 16 yaş altı bireyler ve ağız sağlığı sorunları bulunan kişilerde bu işlemin önerilmediğini ifade etti. Ayrıca ağızda kuron, dolgu gibi restoratif işlemler varsa renk uyumsuzluklarının oluşabileceğini belirtti.Dişlerin doğal rengine ve bireysel yapısına göre beyazlatmaya vereceği yanıtın farklılık gösterdiğini ifade eden Demir, özellikle sarı tonlu dişlerin tedaviye daha iyi yanıt verdiğini, gri-mor tonların ise zorlayıcı olabileceğini söyledi. Aşırı beyaz beklentisinin hem estetik açıdan yapay durabileceğini hem de dişe zarar verebileceğini belirten Demir, ’’Hekim ve hasta gerçekçi hedeflerde buluşmalı’’ dedi.Demir, işlemin uzman hekim tarafından ve doğru ürünlerle yapıldığında dişe zarar vermediğini belirtti. Ancak internetten temin edilen bilinçsiz ürünlerle ya da yetkisiz kişilere yaptırılan işlemlerin mine aşınması, hassasiyet, pulpa hasarı gibi ciddi sonuçlara yol açabileceğini vurguladı.Açıklamalarını ’’Sağlıklı ve beyaz gülüşler temenni ederim’’ sözleriyle tamamlayan Diş Hekimi Jale Demir, diş beyazlatmanın doğru uygulandığında bireyin hem sağlığına hem özgüvenine olumlu katkı sağladığını ifade etti.